Emzirme Döneminde Annenin Beslenmesi Nasıl Olmalı?
Emzirme Döneminde Anne
Dokuz aydır süren heyecanlı bekleyiş sonunda bitti ve annenin beslenmesi konusunda bilgilendirildi mi? Sevgili çiçeği burnunda anneler, yine yorucu ama keyifli bir süreç sizleri bekliyor. Bu dönemde beslenmede dikkat edeceğiniz birkaç önemli detay ile bebeğinizi sağlıkla büyütebilirsiniz. Aşağıda sizin için adım adım yapılması gerekenleri listeledim.
1. Sütün artması için bebeğinizi düzenli olarak emzirin:
Annenin bebeğini kucağına alır almaz emzirmeye başlaması çok önemlidir. Bebeğini yeni emzirmeye başlayan anneler sütünün yetip yetmeyeceği ile ilgili endişe duyarlar. Endişe ve stresli olma hali sütün daha da azalmasına neden olabilir. O halde annenin yapacağı ilk şey panik olmadan sütünün geleceğine inanmasıdır. Sütü artırmak için bebeği düzenli olarak emzirmek gerekir. Emzirme ile, ilgili hormonlar aktifleşerek süt üretimi ve sekresyonu hızlanır. Ayrıca sütü artırmanın en önemli yollarından biri de su tüketimini ihmal etmemek ve annenin beslenmesine dikkat etmesidir.
2. Annenin Beslenmesinde Sıvı Alımını Artırın:
Beslenme, sütün içeriğini, kalitesini ve volümünü etkileyen pek çok parametreden yalnızca biridir. Son yapılan çalışmalar süt üretiminin annenin beslenmesinden etkilenmediğini bize gösteriyor. Süt volümü annenin gün içersinde alması gereken sıvı miktarına göre değişebiliyor. Burada annenin yeterli düzeyde su ve sıvı (2,5- 3 lt) alması gerekiyor. Günlük annenin beslenmesinde suyun yanına ek olarak ıhlamur, rezene, melisa gibi çeşitli bitki çayları ve süt artıran anne çaylarından faydalanabilirsiniz. Şeker içeriği yüksek hazır meyve suları ve şerbetlerden uzak durmakta fayda var.
3. Annenin Beslenmesi Yeterli ve Kaliteli Olmalı
Genellikle annelerden sıkça duyduğumuz bir soru şu oluyor: “Anne sütü annenin beslenmesinden etkilenir mi?” Bu dönemde ve öncesinde annenin beslenme düzeni ve kalitesi sütün kalitesini etkilediği için beslenme de ayrı bir özen gösterilmeyi hak ediyor. Annenin vücuduna giren her madde sütün kalitesini de etkiliyor; dolayısıyla bebeği de etkiliyor. Mutfağa giren besinlerin tazeliğine, hazırlama ve pişirme tekniklerine dikkat edilmeli.
Sebze ve meyveleri vitamin mineral kayıplarını en aza indirebilmek adına annenin beslenmesi için taze ve mümkünse günlük olarak alıp tüketmelisiniz. Anne sütünden sonra en kaliteli protein içeriğine sahip olan yumurta her gün tüketmeye anneni beslenmesi konusunda özen gösterin. Yeterli protein aldığınızdan emin olun. Kırmızı et, tavuk, balık, baklagilleri çeşitlendirerek mutlaka öğünlerinizde bulundurun.
Hamilelik döneminde olduğu gibi bu dönemde de hem kalsiyum açısından hem de sindirim açısından süt, yoğurt, peynir, kefir gibi süt ürünlerini günde 3-4 porsiyon tüketin. Annenin beslenmesi enerji vermesi açısından ara öğünlerde miktarına dikkat ederek kurumeyvelere ve ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlara öncelik verebilirsiniz. Bu dönemde bebeğinizin tolere etme düzeyine göre bazı besinler sıkıntı yaratabilir.
Bunun için ne yediğinize dikkat edip sonrasında bebeğinizin herhangi bir şikayeti olup olmadığını kontrol ederek beslenmenizden o besini çıkarabilirsiniz. Paketli ve işlenmiş ürünleri olabildiğince hayatınızdan çıkarın. Dünyaya sağlıkla gelen yavrunuzu katkı maddeleriyle zehirlemek istemezsiniz değil mi?
4. Annenin Beslenmesi: Sütü negatif yönde etkileyen etmenler:
Alkol: Süt salınımını bozar ve volümünü azaltır. Üstelik süte geçerek sütün tadında bebeğin hoşuna gitmeyecek şekilde bozulmalar meydana getirir. Bebeğinizin uyku düzeni bozulabilir. Bu sebeple emzirme döneminde mümkün mertebe alkolden uzak durmanız gerekir.
Sigara: Sigara da yine bu dönemde uzak durulması gerekenlerin başında yer alıyor. Siz içmeseniz dahi evde sigara içen birileri varsa süte geçmesi muhtemeldir. Sigara bebeğin erken sütten kesilmesine neden olabillir.
Egzersiz: Annenin beslenmesine dikkat etmesi kadar egzersizi aslında yaşam boyu öneriyoruz. Emzirme döneminde de hafif tempolu yürüyüşler, pilates, yoga gibi yoğun efor gerektirmeyen aktiviteleri rahatlıkla yapabilirsiniz. Yoğun spor sonrasında laktik asit birikimine bağlı olarak sütün tadı değişebilmekte ve bebekler bu tadı pek tercih etmemekte. Eğer sporunuzdan vazgeçemiyorsanız spordan 90 dakika kadar önce ya da sonra bebeğinizi emzirebilirsiniz.
5. Gaz şikayetlerini önlemek için:
Bu dönemde belki de en büyük sorunlardan bir tanesi gaz problemleridir. Adeta ne yeseniz gaz yapar ve bebeğiniz de bu durumdan etkilenir. Özellikle sezaryen doğumlarda gaz şikayetleri 10-15 gün sürebilmektedir. Bu nedenle ilk haftalar gaz oluşumunu tetikleyebilecek çiğ sebze, meyve, süt, baklagiller, bulgur, soğan, sarımsak gibi besinler annenin beslenmesinde önemli bir yeri vardır. Bulgur yerine mucizevi besin karabuğdayı korkmadan sofralarınıza dahil edebilirsiniz. Gaz yaptığını düşündüğünüz yemeklere kimyon ilave etmek de yararlı olacaktır.
6. Emzirirken diyet yapmayı düşünmeyin:
Hamilelikte alınan kilolar doğumdan sonra annelerin hemen kurtulmak istedikleri bir yük haline geliyor. Annenin beslenmesi, bebeğin sağlığı için bu dönemde diyet yapmak uygun değildir; hatta diyet yapmaya gerek yoktur. Çünkü günlük 700-800 ml emzirme ile anne yaklaşık 650 kalori harcar. Yalnız önemli bir nokta var: Doğum sonrasında İlk dört ay annede şişkinlik devam eder ve özellikle karın bölgesi yağlanır.
Doğumdan sonra dördüncü aydan itibaren vücut eski formuna geçmeye başlar. Bu nedenle sabırlı olmak gerekir. Vücut hazır olduğunda, eski inanışlara bağlı kalmadan sadece yeterli düzeyde ve kaliteli besin tercihleri ile ayda 1-2 kilo kendiliğinden gidebilmektedir. Yalnız ayda 2 ve üzerinde kilo vermeyi bu dönemde sağlık açısından önermiyoruz. Annenin beslenmesinin emzirme dönemine bebeğin gelişiminde önemli bir yolu olduğunu unutmayalım. Anneler, sizi ve bebeğinizi sevgiyle kucaklıyorum :) Bu dönemin de başarıyla üstesinden geleceğinize inancım sonsuz. Yeter ki gücünüzü hissedin…
Daha fazla yemek tariflerimiz için buraya tıklayınız
Google Play ücretsiz indir : Form Assist
App Store ücretsiz indir : Form Assist
Dyt. Berrin Kolsuzoğlu
Form Assist Diyetisyeni